CCTV Nedir Ekşi? Bilimsel Merakla Gözetim Dünyasının Kapılarını Aralıyoruz Gökyüzüne baktığınızda yıldızları izler gibi şehirlerin içinde de gözler bizi izliyor olabilir. Kulağa biraz ürkütücü gelse de, bu “gözler” aslında hayatımızı daha güvenli kılmak için oradalar. CCTV, yani kapalı devre televizyon sistemleri, modern toplumun güvenlik omurgasının sessiz kahramanları. Peki bu sistemler tam olarak nedir, nasıl çalışır ve neden bu kadar önemlidir? Gelin bu sorulara bilimsel bir merakla yaklaşalım. CCTV Nedir? Basit Bir Tanımın Ötesine Geçmek CCTV (Closed-Circuit Television), kabaca ifade etmek gerekirse, belirli bir alanı izlemek amacıyla kullanılan ve yalnızca belirli bir alıcı kitlesine yayın yapan video gözetim sistemidir. “Kapalı devre”…
Yorum BırakDijital Köşe Yazılar
Göz Enfeksiyonu Kendi Kendine Geçer mi? İktidar, Kurumlar ve Toplumsal Körlük Üzerine Bir Siyaset Bilimi Yorumu Bir Siyaset Bilimcinin Merakı: Görmenin Politikası Bir siyaset bilimci olarak, güç ilişkilerini incelerken sık sık “kimin neyi gördüğü” meselesine takılırım. Görmek, aslında iktidarın bir biçimidir. Peki, “Göz enfeksiyonu kendi kendine geçer mi?” sorusu, yalnızca bir tıbbi mesele midir? Yoksa toplumun görme biçimlerine, iktidarın gözle kontrolüne ve vatandaşın körleşmesine dair bir metafor mu taşır? Eğer siyaset, toplumsal bir bedenin sağlığıysa, göz enfeksiyonu da onun farkındalığını yitirmesidir. Her toplum, zaman zaman “görme bozukluğu” yaşar — yanlış bilgi, ideolojik pus, ya da bilinçli bir körlük yüzünden. İktidarın…
Yorum BırakGörgül Yaklaşım Ne Demek? Toplumun Görünmeyen Dinamiklerini Anlamanın Sosyolojik Yolu Toplumu anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, her gözlemimde aynı gerçekle karşılaşıyorum: İnsan davranışı, yalnızca bireysel tercihlerden ibaret değildir; toplumsal bağlamın dokusuna sıkı sıkıya bağlıdır. Bu bağlamı çözümlemenin en etkili yollarından biri ise görgül yaklaşımdır. Çünkü görgül yaklaşım, soyut teorilerin ötesine geçip, toplumun içinde yaşayan bireylerin gerçek deneyimlerinden yola çıkar. Görgül Yaklaşım Ne Demek? Görgül yaklaşım, sosyolojide ve diğer sosyal bilimlerde, gözleme, deneyime ve somut verilere dayanan bir araştırma yöntemidir. Türk Dil Kurumu’na göre “görgül” kelimesi, “deney ve gözleme dayanan, deneyimle doğrulanabilen” anlamına gelir. Bu nedenle görgül yaklaşım, toplumsal olguları yalnızca…
Yorum BırakGörevim Ne Demek? Tarihsel Süreçlerde Bireyin Sorumluluğu ve Toplumsal Dönüşüm Bir Tarihçinin Samimi Girişi: Geçmişin İzinde Anlam Arayışı Geçmişi incelerken en çok karşılaştığım kavramlardan biri “görev” olmuştur. Her çağın insanı, kendine bir görev biçmiştir: bir köylü toprağı sürmekle, bir asker vatanını korumakla, bir filozof düşünceyi aydınlatmakla yükümlü olduğunu hissetmiştir. Ama bugün, dijital çağın karmaşık dünyasında, bu basit soru yeniden karşımıza çıkıyor: Görevim ne demek? Bir tarihçi olarak biliyorum ki, bu soru sadece kişisel bir sorgulama değil, aynı zamanda toplumsal bir aynadır. Çünkü her dönemde birey, toplumun ona biçtiği rol ile kendi anlam arayışı arasında gidip gelmiştir. Görev Kavramının Tarihsel Kökeni…
Yorum BırakDenizlerin sonsuz maviliğinde bir yaşam hayal ettiniz mi hiç? Ufuk çizgisiyle konuşur gibi, gün batımına karşı bir kahve içmek… Gemide çalışmak kulağa romantik gelebilir ama işin perde arkasında ciddi bir emek, düzen ve sorumluluk vardır. “Gemide kamarot maaşı ne kadar?” sorusu da işte bu hayatın ekonomik yüzünü anlamak isteyen herkesin aklında yankılanan sorulardan biridir. Ben de bu yazıda, bu konuyu hem küresel hem de yerel bakış açılarıyla, veriler ve gerçek hikâyeler üzerinden inceleyeceğim. Gemide Kamarotluk Nedir? Görev ve Sorumluluklar Kamarot, gemideki personelin en temel yapı taşlarından biridir. Görevi yalnızca temizlik yapmakla sınırlı değildir; mürettebatın ve yolcuların konforundan sorumludur. Geminin büyüklüğüne…
Yorum BırakBoyun Kamburu Neden Olur? Herkesin başına gelir. O anı hatırlayın: Bilgisayar başında saatlerce çalıştınız, telefonla mesajlaşırken boynunuzu bir türlü düz tutamadınız, sonra bir anda bir şey fark ettiniz… Boynunuzda bir şey var, ama ne? İşte boyun kamburu! Kafanızın önüne doğru eğilmesiyle başlayan bu ilginç fenomen, hayatınıza sızmış gibi hissedebilir. Ama merak etmeyin, yalnız değilsiniz! Boyun kamburu neden olur, ne zaman başlar, kim sorar ki? Tam olarak “Hayatımın geri kalanında boynum hep öne mi doğru gidecek?” diye endişelendiğinizde, konuya biraz mizahi bir açıdan yaklaşmanın zamanı geldi demektir. Hadi gelin, bu garip ama hepimizin yaşadığı durumu biraz eğlenceli bir şekilde inceleyelim. Erkekler…
Yorum Bırakİbrahim Gökçek Herbalist Öldü mü? Bir Filozofun Sessiz Sorgusu Giriş: Ölüm, İddia ve Belirsizliğin Felsefesi Filozof için en temel soru, “var olma” ile “yok olma” arasındaki sınırdır. Ölmek, varlığın sona ermesi mi, yoksa başka bir varoluş düzeyine geçiş midir? “İbrahim Gökçek öldü mü?” sorusu, yalnızca basit bir hayat-sonu bilgisinin ötesine geçer; etik sorumlulukları, bilgi kaynaklarını ve varlığın ontolojik sınırlarını sorgulatır. Bu yazıda, iddialara dayalı kamuoyunun bilgisi ile felsefi kuşkuculuğu birleştirerek konuyu üç temel eksende tartışacağım: etik (ölüm iddialarının sorumluluğu), epistemoloji (bilgi kaynaklarının güvenilirliği) ve ontoloji (ölüm ve varoluş arasındaki ilişki). İ. Etik: Ölüm İddialarının Sorumluluğu İddia sahibinin veya yayımlanan medya…
Yorum BırakHümermek Ne Demek? – Kültürlerin Sesi, Toplulukların Yankısı Bir antropolog için her kelime, bir kapıdır. O kapıdan içeri girildiğinde, dilin yalnızca bir iletişim aracı değil; bir dünya kurma biçimi olduğu görülür. “Hümermek” de bu kapılardan biridir — anlamı sadece sözlükte değil, insanın iç sesinde, toplulukların ortak hafızasında yankılanır. Peki hümermek ne demek? Bu yazı, kelimelerin ötesine geçip, kültürel ritüellerin ve sembolik ifadelerin içine doğru yapılan bir antropolojik yürüyüştür. Hümermek: Sesin Kültürel Hafızası “Hümermek” kelimesi, bazı Anadolu ağızlarında mırıldanmak, kendi kendine söylenmek ya da hafif bir hüzünle içten gelen bir ses çıkarmak anlamlarında kullanılır. Bu yönüyle sadece bir ses eylemi değil;…
Yorum BırakHapşırmak Neyin Belirtisi? Farklı Bakış Açılarıyla Bir Refleksin Ardındaki Gerçekler Hapşırmak… Basit gibi görünen ama aslında insan bedeninin en dikkat çekici reflekslerinden biri. Kimimiz için sadece tozdan kurtulma eylemi, kimimiz içinse “soğuk algınlığı mı başlıyor acaba?” sorusunu akla getiren bir durum. Bu yazıda, hapşırmanın neyin belirtisi olabileceğine hem bilimsel hem de duygusal bakış açılarıyla yaklaşacağız. Ben, olaylara farklı açılardan bakmayı seven biri olarak, bu konuda da tek bir cevabın yeterli olmadığını düşünüyorum. Gelin birlikte hem verilerin hem de hislerin dünyasına adım atalım. — Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Yaklaşımı Erkeklerin çoğu hapşırma konusunda daha analitik bir tavır sergiler. Onlara göre…
Yorum BırakKelimenin Evreni: Edebiyatın Göğünde Bir Astronomun Hayali Parlayan bir yıldızın sessiz yanışı gibi, kelimeler de insanın iç dünyasında yanar, genişler, evrenini kurar. Bir edebiyatçı için her harf, sonsuzluğu anlamaya çalışan bir gökbilimcinin merceği gibidir. Her cümlede bir galaksi döner; her benzetmede bir yıldız doğar. İşte bu yüzden, gök bilimci olmak yalnızca teleskopla gökyüzünü izlemek değil, aynı zamanda insanın içindeki evreni okumaktır. Peki, bu derin yolculuğun bilgi taşlarını hangi dersler döşer? Bilimin Şiiri: Matematik ve Fizik Gökbilimin kalbinde matematik vardır. Sayılar, birer şiir dizesi gibidir; düzenli, ritmik, anlam yüklü. Galileo’nun “Evren matematik dilinde yazılmıştır” sözü, belki de bu yüzden bir edebi…
Yorum Bırak