Eskişehir Eskiden Hangi İle Bağlıydı? Tarihin, Kültürün ve Kimliğin Katmanlı Hikayesi
Bazı şehirler vardır; sadece haritada değil, kalpte de bir yer edinir. Eskişehir işte tam da öyle bir şehir. Hem köklü tarihiyle hem modern yüzüyle geçmişle geleceği aynı potada eriten bir mozaik. Peki hiç düşündünüz mü, bu canlı ve kültür dolu şehir geçmişte hangi ile bağlıydı?
Ben de bu soruyu sadece tarihsel bir merakla değil, biraz da kültürel bir gözle ele almak istedim. Çünkü bir şehrin idari bağı geçmişteki harita çizgilerinden ibaret değildir; o bağlar aynı zamanda kültürün, kimliğin ve insan hikâyelerinin de kökleridir.
Eskişehir’in Tarihsel Kimliği: Frig Vadisinden Cumhuriyete
Eskişehir’in tarihi, Anadolu’nun en eski uygarlıklarından biri olan Friglere kadar uzanır. M.Ö. 1000’li yıllarda Frig Krallığı’nın önemli yerleşimlerinden biri olan bölge, o dönemlerde bile kültürel ve ticari bir merkezdi. Bu nedenle “Eski Şehir” adı, aslında sadece bir isim değil, binlerce yıllık bir kimliğin özetidir.
Osmanlı dönemine geldiğimizde ise Eskişehir, Kütahya Sancağına bağlı bir yerleşim yeriydi. Yani tarihsel olarak Eskişehir’in “bağlı olduğu il” sorusunun cevabı Kütahyadır.
Kütahya, o dönemde bölgenin idari, ekonomik ve askeri merkezi konumundaydı. Eskişehir de bu yapının bir parçasıydı; fakat demiryolunun gelişmesi, coğrafi konumu ve sanayi potansiyeliyle zamanla kendi kimliğini inşa etmeye başladı.
Modernleşme Dönemi: Kütahya’dan Bağımsız Bir Şehre Dönüş
Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye’de idari yapılanmalar yeniden düzenlendi. Eskişehir, hızla büyüyen sanayi yapısı, eğitim kurumları ve stratejik konumuyla kısa sürede öne çıktı. 1925 yılında Kütahya’dan ayrılarak il statüsüne kavuştu.
Bu sadece idari bir değişiklik değildi; aynı zamanda Eskişehir’in kimlik dönüşümünün de bir dönüm noktasıydı.
Bir zamanlar Kütahya’ya bağlı bir kasaba olan Eskişehir, kısa sürede Anadolu’nun en yenilikçi, en öğrenci dostu şehirlerinden biri haline geldi. Bugün Anadolu Üniversitesi, genç nüfusun enerjisi ve kültürel etkinlikleriyle Eskişehir, bir “model şehir” olarak görülüyor.
Küresel Perspektiften Yerel Kimlik: Bir Şehrin Evrimi
Şehirlerin bağlılık hikâyeleri sadece Türkiye’ye özgü değildir. Dünya genelinde de birçok şehir, tarih içinde farklı yönetimlere bağlı kalmış, kimliğini zamanla yeniden tanımlamıştır.
Örneğin Almanya’daki Berlin, Prusya Krallığı’ndan Almanya İmparatorluğu’na, ardından Doğu-Batı ayrılığına ve nihayet birleşmeye uzanan bir yolculuk yaşadı.
Benzer şekilde, Eskişehir de tarih boyunca farklı idari çerçeveler içinde yer aldı ama her defasında kendine özgü bir kimlik yarattı.
Bu durum, küresel ölçekte şehirlerin “bağlılık” kavramını yeniden düşündürür. Bir şehir başka bir ile, eyalete veya krallığa bağlı olabilir ama kimliğini belirleyen asıl unsur, kültürel hafızasıdır.
Eskişehir’in bugünkü kültürel canlılığı da tam olarak bu hafızadan beslenir: geçmişle bağını koparmadan modern bir kimlik inşa etmek.
Yerel Bir Bakış: Eskişehirlilerin Hafızasında Kütahya İzi
Bugün Eskişehir ve Kütahya hâlâ coğrafi olarak komşudur; tarihsel bağları ise kültürel olarak sürer.
Kütahya’nın seramik geleneği ile Eskişehir’in lületaşı işçiliği, aynı Anadolu zanaatkârlığının iki yüzü gibidir.
Bu iki şehir, rekabetten çok tamamlayıcılıkla anılır. Kütahya geçmişin sessiz zarafetini temsil ederken, Eskişehir geleceğin enerjisini taşır.
Bazı yaşlı Eskişehirliler hâlâ “bizim Kütahya tarafı” derken o eski bağlılık günlerine bir selam gönderir gibidir. Bu da gösteriyor ki, coğrafi sınırlar değişse de duygusal bağlar kalıcıdır.
Şehirlerin Evriminde İnsan Faktörü
Bir şehrin kaderini belirleyen şey sadece haritalar değil, insanlardır.
Erkekler genellikle şehirlerin stratejik ve ekonomik potansiyeline odaklanırken, kadınlar o şehrin yaşanabilirliğine ve sosyal dokusuna bakar. Eskişehir’in bugünkü başarısı da bu iki bakışın birleşiminden doğmuştur: güçlü bir sanayi altyapısı ve insana dokunan sosyal yaşam.
Eskişehir bugün Türkiye’nin en yaşanabilir şehirlerinden biri olarak anılıyorsa, bu hem geçmişten gelen kültürel birikimin hem de insan odaklı bir kalkınma anlayışının sonucudur.
Senin Eskişehir’in Hangisi?
Belki senin için Eskişehir bir öğrenci şehridir, belki çocukluğunun tren istasyonudur, belki de Porsuk Çayı kıyısında içilen bir kahvenin huzuru…
Ama bir gerçek var: Eskişehir, geçmişte Kütahya’ya bağlı olsa da bugün kendi kültürel evrenini yaratmış, bağımsız bir kimlik haline gelmiştir.
Şimdi sana soruyorum:
Sen Eskişehir’i daha çok tarih kokan bir “eski şehir” olarak mı görüyorsun, yoksa geleceğe bakan modern bir metropol olarak mı?
Yorumlarda kendi Eskişehir hikâyeni paylaş — çünkü bu şehir, anlatıldıkça daha da güzelleşiyor.